sevgiliye "ihtiyacınız" yok, lütfen arkadaş veya hobi edinin
gergin bir flört kültürü eleştirisi
Hayatımızdan birini çıkarmak zorunda kalmak ya da sevdiğimiz birinin bizi artık hayatında istemediğine karar vermesi hayatımda beni en çok üzen şeylerden biri oldu her zaman. Pek çok kişi girip çıktı hayatıma ama beni terk ettikleri için en çok üzüldüğüm kişiler hep yakın kız arkadaşlarım oldu.
Bana kalırsa yakın arkadaşla küsmek, sevgilinizden ayrılmaktan bile daha acı verici. En azından benim için. Bir kişiyi sevgilim olarak hayatıma alırken ne kadar aşık olursam olayım her zaman ayrılık ihtimalini de göz önünde bulunduruyorum ama arkadaşlıklara gelince hiçbir zaman böyle düşünemiyorum. Gerçekten sıkı bir bağ kurduğum arkadaşlarımla, ki bunlar genelde kız arkadaşlarım oluyor, hayatımın sonuna kadar arkadaş kalacağım düşüncesine kapılıyorum. Çoğu kişi hayatında evleneceği kişiyi tutmaya çalışırken ben düğünümde yanımda olacak arkadaşlarımı seçmeye çalışıyormuşum gibi geliyor.
Bu kadar sıkı arkadaş ilişkilerine sahip olmak aşk hayatımı “kötü” etkiliyor, bana göre değil başkalarına göre. “Hiç mi kimse yok görüştüğün?”, “O çocuktan beri kimseyle konuşmadın mı?”, “Ne kadar sıkıcı hayatın var.” gibi şeyleri duymaya alıştım ama yine de her duyduğumda bana garip geliyor. Zaten her gün konuştuğum ve her şeyimi anlattığım arkadaşlarım varken neden hayatıma birini almak için fazladan bir çaba göstermem gerekiyor? Neden yapacak daha iyi şeylerim varken hayatıma zırt pırt birilerini alıp zaman kaybedeyim?
Tabii ki de sevgilisi veya flörtü olan insanların yanlış bir şey yaptıklarını düşünmüyorum çünkü tabii ki ben de zaman zaman birilerinden hoşlanıyorum ama bu hiçbir zaman çevremdekiler kadar sık yaşanmıyor. Yanlış bir şey yapıp yapmadığımı hep sorguluyorum, acaba gerçekten aşk hayatı sıkıcı olan ben miyim? Sadece arkadaşlık ilişkilerim değil aynı zamanda hayatta yaptığım şeylere karşı tutkum da her zaman çok güçlüydü. Çizdiğim bir resime saatlerimi vermeyi, uzun uzun yazı yazmayı yeni tanıştığım biriyle konuşmaya tercih ederdim. Gerçekten o bağ ve romantik duyguları hissetmediğim biriyle neden bir şeyleri zorlayayım? Zorlayan insanlar gerçekten zevk aldıkları için mi bunu yapıyor yoksa yapacak daha iyi şeyleri mi yok?
Örneğin birden fazla flörtü olan insanlar, aynı anda nasıl iki veya daha fazla kişiyle konuşmaya zaman ayırabiliyorlar? Benim için yirmi dört saat olan günlerde onlara ek zaman mı veriliyor? Günün sekiz saatini uyuyarak, yedi saatini okulda geçiriyorsak geriye dokuz saat kalıyor. Bu dokuz saatin bir dakikasını bile İnstagram’dan her gördüğü güzel kıza “selam nbr” yazan erkekler üzerinde harcamak neden sadece bana saçma geliyor? Ya da bu dokuz saati arkadaşlarımla, ailemle, gitarımla, resim defterimle veya kitaplarla geçirmek varken neden her gün başka bir erkekle konuşmakla zaman harcayayım? Yani kısacası bana göre asıl sıkıntı insanların sevgilisinin olması değil çünkü bu dünyanın en normal şeyi, sıkıntı bazı insanların her hafta farklı biriyle flörtleşmesi.
İnsanların özellikle sevgili arayışında olması zaten hiçbir zaman anlamadığım bir konu (çünkü ben yılda bir kişiden hoşlanabilirsem kendimi şanslı sayıyorum) ama yine de biraz doğal karşılayabiliyorum çünkü medyada bize yıllardır dayatılmaya çalışan aşk herkesin ihtiyacı olan şey, sevgiliniz yoksa tamamlanmış değilsiniz gibi acayip propagandalara birçoğumuz kanıyoruz ama bu bazılarımızın diğerlerinden daha çok kandığı gerçeğini değiştirmiyor. Maalesef kızlar bu sözlere erkeklerden daha çok inanıyor.
Bir arkadaşımın konuşabildiği tek konu erkeklerdi. Gerçekten.
Konuyu ne kadar değiştirmeye çalışsam da, ne kadar artık başka bir şeyden bahsetmek istediğimi söylesem de dönüp dolaşıp hep aynı yere geliyoruz. Eğer arkadaşım tek bir kişiden hoşlanıyor olsaydı ve tüm gün boyunca o kişi hakkında konuşmak isteseydi seve seve dinlerdim çünkü bir arkadaş olarak görevim bu, ayrıca dediğim gibi aşık olmak dünyanın en normal şeyi ve ben de bazen saatlerce tek kişiden bahsetmek istiyorum. Ama bu kız tek bir kişiden değil, nefes alan her erkekten hoşlanıyordu ve kendini hepsinin karşılıklı olduğuna tamamen inandırmıştı. Aynı konuşma içinde dört ayrı erkek ismini aklıma tutmak için zaten yeterince güçlü bir hafızam yoktu, arkadaşımın delüzyonlarına hak verecek enerjim hiç yoktu.
Bu tip insanların ya hobilerinin olmadığını ya da güçlü arkadaşlık ilişkilerinin olmadığını düşünüyorum, hatta düşünüyorum demeyelim çünkü eminim.
Her gün konuştuğum ve her şeyimi anlatabildiğim birileri olmasaydı ya da eve gidince severek yapacak bir şeylerim olmasaydı ben de muhtemelen böyle davranırdım. Ayrıca olay sadece sıkıntıdan erkeklerle konuşmak değil, onlardan bir şekilde onay almak. Bazı kızlar bir erkeğin onlardan hoşlanmasını bir çeşit onay olarak görüyorlar ve kendi değerlerini tamamen bunun üzerine çizerken başka kızların da böyle yapmasını bekliyorlar.
Kızların böyle düşünmesi benim tam olarak sinirimi bozan veya beni öfkelendiren bir şey değil, en azından onlara karşı öfkelenmiyorum çünkü bütün bu düşünce sisteminin sebebinin erkek egemen toplum yapısı olduğunun farkındayım. Yıllarca kadınlar, yanlarında bir erkek olmadığı sürece gereksiz sayılan ve Tanrı’nın onlara verdiği annelik görevini yapmamaktan suçlandıkları bir toplumda yaşamak zorunda kaldılar ve şu an bu durum o kadar da farklı değil. Toplum, genç kızlara bir şeyler pazarlayabilmek için yüzyıllardır onların kendilerini çirkin ve yetersiz görmeleri için çabaladı ve bunu çok iyi başardı. Kızların kendilerini bu kadar çirkin hissetmelerini sağladıktan sonra bu çirkinliğin sonucunun yalnızlık olduğu onlara aşılanmaya başladı. Çirkin kızlar yalnızdır, güzel kızların yanında hep bir erkek vardır. Özellikle hep şu lise romantik komedilerinde karşılaştığımız çirkin baş karakter kızın güzelleşince esas erkeğe kavuşması saçmalığı bunun örneklerinden biri. Yüzyıllarca kadınlara ve genç kızlara dayatılan bu erkek merkezli ideoloji nedeniyle de şu an sevgili bulmayı kafaya takmış ve yalnız olmayı yetersizlik olarak gören kızlarla karşılaşıyoruz.
Demek istediğim, hayatınızda konuştuğunuz birinin olması sizin için bir ihtiyaç olmamalı. Biriyle tanışırsınız, hoşlanırsınız, aşık olursunuz ama bunlar zorlamayla olucak şeyler değildir. Bekar olmayı kötü bir şey olarak algılamamıza gerek yok çünkü değil, bekar olmak tamamen yalnız olmak da demek değil. Özellikle hala gençken arkadaşlarımızla vakit geçirme fırsatını olabildiğince kullanmalıyız, sevdiğimiz şeylere zaman ayırmalıyız. Hayatımızın hiçbir döneminde sadece yalnız hissetmemek için rastgele insanlarla zaman kaybetmemeliyiz çünkü bence daha iyisini hak ediyoruz.
cidden çok haklısın bence bir erkeğe ihtiyaç duyuyorsanız yeterince meşgul değilsinizdir sözünün açıklaması gibi olmuş😽
substackte şu ana kadar okuduğum en iyi ve bağdaştırılabilir bi yazıydı.. günümüzdeki flörtün ya da sevgilin yoksa hayatsızsın anlayışı gerçekten çok bunaltıcı ve anlamsız, bu konuyu birinin yazıya dökmesi çok hoşuma gitti😭😭😭